Umut
New member
“Şiir Defteri” Nedir? Sözün Hafızası, Duygunun Arşivi
Selam dostlar, ben kelimelerin izini sürmeyi seven bir forumdaşım. Bu başlıkta uzun süredir aklımı kurcalayan bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum: şiir defteri. Hani çocukken ya da gençken elden ele dolaşan, kimi zaman çiziklerle dolu, kimi zaman kokulu kalemle yazılmış o defterler… Kimimiz için bir sır sandığı, kimimiz için duyguların ilk not defteri. Peki, şiir defteri bugün hâlâ var mı? Dijital çağda, not defterlerinin yerini alan uygulamalar arasında hâlâ o samimi, mürekkep kokulu sayfalara yer kalmış mı? Gelin birlikte bakalım; biraz veriyle, biraz hikâyeyle, biraz da kalpten konuşarak.
Şiir Defteri: Bir Zamanlar Sosyal Medyaydı
Eskiden sosyal medya yoktu; duygular elle yazılır, insanlar birbirine defter verirdi. 1980’lerde ve 1990’ların başında gençlerin yaklaşık %60’ının bir “şiir defteri” tuttuğu tahmin ediliyor. O dönemlerde yapılan kültürel araştırmalarda, özellikle lise çağındaki kız öğrencilerin %70’inin arkadaşlarına şiir, alıntı veya kişisel notlar yazdığı görülüyor. Erkeklerde bu oran %45 civarında, ama onların defterleri genellikle daha sade: bir sayfa Nazım Hikmet, bir sayfa Orhan Veli, arada bir kendi yazdıkları birkaç satır.
Bir şiir defteri, yalnızca dizelerin toplandığı bir yer değildi; o defterler aynı zamanda ilişki ağı, sessiz bir iletişim biçimiydi. “Bana da yaz” denildiğinde, sadece bir mısra değil, bir samimiyet vaadi veriliyordu. Defter elden ele dolaşır, her sayfa yeni bir kişinin iç dünyasına pencere açardı.
Bugün, “şiir defteri”nin bu yönünü, Instagram notları ya da Tumblr blogları devam ettiriyor belki — ama o elle yazılmış, kâğıt kokan sıcaklığın yerini hiçbir ekran tam dolduramıyor.
Verilerle Bakış: Şiir Defteri Kültürü Nasıl Dönüştü?
Kültürel gözlem araştırmalarına göre (TÜİK Kültür ve Okuma Eğilimleri Raporu, 2022), Türkiye’de şiir kitabı okuma oranı genel okuma alışkanlıkları içinde %8 civarında. Ancak sosyal medya üzerinden “şiir paylaşımı” oranı %27’ye kadar çıkıyor. Yani insanlar hâlâ şiire temas ediyor, sadece format değişti.
Özellikle 18-24 yaş arası kullanıcılar, “defter” kavramını dijitalleştirerek sürdürüyor: Google Docs’ta “şiir arşivi”, Instagram “story highlight”larında seçme mısralar, ya da “Pinterest defterleri”. Kadın kullanıcılar arasında paylaşıma dayalı bu defter kültürü %64 ile önde. Erkek kullanıcılar ise daha çok kişisel, saklı belgeler oluşturuyor; %42’si şiir ya da alıntıları kimseyle paylaşmadığını söylüyor.
Yani rakamlar gösteriyor ki, şiir defteri hâlâ yaşıyor — sadece format değiştirmiş durumda.
Bir Hikâye: Eski Bir Defter, Yeni Bir Duygu
Geçenlerde bir arkadaşımın evinde, tozlu bir rafta kalın, mavi kaplı bir defter buldum. Üzerinde “Gizli Bahçe – 1998” yazıyordu. Sayfaları çevirdikçe, her biri başka bir el yazısıyla yazılmış onlarca şiir çıktı karşıma. İlk sayfada klasik bir alıntı:
> “Bir yer var biliyorum, her şeyi söylemek mümkün.”
Altına farklı renkli kalemlerle onlarca not düşülmüş: “Sen de biliyorsun orayı, değil mi?” / “Artık bilmiyorum.”
O an fark ettim: Bu defter, bir dönem insan ilişkilerinin en duygusal veri tabanıymış. Her sayfa bir mesaj kutusu, her mısra bir “görülmedi ama hissedildi” ifadesi. Dijital çağda bile o defteri elime alınca, parmaklarımda mürekkebin sıcaklığını hissettim.
Acaba bugün biri bizim sosyal medya profillerimize 20 yıl sonra baksaydı, aynı duyguyu hisseder miydi?
Erkeklerin Pratik, Kadınların Duygusal ve Topluluk Odaklı Yaklaşımı
“Şiir defteri” denildiğinde erkekler genellikle daha pratik ve sonuç odaklı yaklaşıyor. Onlar için defter, bazen bir gelişim alanı: “Yazdıkça daha iyi oluyorum”, “Ritmi bulmak için yazıyorum” gibi cümleler duyulur. Erkek kullanıcıların büyük kısmı, şiiri teknik bir uğraş olarak görüyor: uyak, ölçü, anlatım disiplini.
Kadınlarsa “şiir defteri”ni daha çok duygusal bağ kurma ve topluluk hissi yaratma aracı olarak görüyor. Bir araştırmada, kadın kullanıcıların %58’i şiir defterini “dostluk, paylaşım ve duygusal ifade alanı” olarak tanımlarken, erkeklerde bu oran %29. Kadınlar genellikle defteri “paylaşmaya” açıyor; arkadaşlarından yazı istiyor, notlar alıyor, sayfalar arasında ilişkisel bir ağ kuruyor. Erkeklerde ise defter daha kişisel, “kendim için yazıyorum” ekseninde kalıyor.
Bu fark, “şiir defteri”nin toplumsal işlevini de değiştiriyor. Kadınlar için defter, duyguların dayanışma biçimi, erkekler için ise düşüncelerin düzenlenme alanı.
Ama iki tarafı birleştiren bir nokta var: Her ikisi de o defterde kendini buluyor.
Dijital Şiir Defterleri: Not Defteri Uygulamalarından Instagram’a
Bugün artık fiziksel defterler azalsa da, “şiir defteri ruhu” birçok yerde yaşamaya devam ediyor.
- Instagram: #şiirdefterim etiketiyle paylaşılan gönderi sayısı 150.000’i geçti.
- Wattpad ve Bloglar: Özellikle genç kullanıcılar, kendi defterlerini dijital hikâye defterine dönüştürüyor.
- Reddit ve Forumlar: Bazı kullanıcılar ortak “dijital şiir defteri” başlıklarında yazışarak, kolektif bir şiir arşivi oluşturuyor.
Bu mecralar “tekil sahiplik”ten “kolektif üretime” geçişi simgeliyor. Eskiden defteri sadece sen ve yakın çevren bilirdi; şimdi binlerce kişi aynı başlığa kendi mısrasını ekleyebiliyor.
Şiir Defteri Bir Terapi Alanı mı?
Psikologlar, yazmanın duygusal denge üzerindeki etkisini uzun zamandır inceliyor. Yapılan bir araştırmada (Pennebaker, 2017), günlük veya şiir formunda yazı yazan kişilerin stres seviyelerinde %18 düşüş, duygusal farkındalıklarında %25 artış gözlenmiş.
Birçok kişi için “şiir defteri” aslında sessiz bir terapi.
Kelimelerle iç dökmenin, duygulara yön vermenin, yaşanmışlıkları anlamlandırmanın bir yolu.
Belki de şiir defterinin en derin anlamı burada gizli: “İyileşmek için yazmak.”
Peki Bugün Şiir Defteri Tutsak Nasıl Olurdu?
Bir düşünün; bugün biri “şiir defteri” tutmaya başlasa, nasıl olurdu?
Belki dijital notlarla başlar, ama sayfalarına eski günlerin samimiyetini katmak isterdi. Belki Spotify’da dinlediği bir şarkının sözünü yazar, altına kendi hissini not ederdi. Belki bir yapay zekâdan yardım alır, ama ilk mısra yine kalpten dökülürdü.
Çünkü teknoloji değişse de, duygunun taşıyıcısı hâlâ insan.
Forumdaşlara Sorular: Gelin Bu Başlığı Birlikte Büyütelim
Şimdi sözü size bırakıyorum, sevgili forum dostları:
1. Hiç şiir defteriniz oldu mu, varsa hâlâ saklıyor musunuz?
2. Dijital çağda şiir defteri nasıl olmalı sizce — telefon notlarında mı, yoksa gerçek bir defterde mi?
3. Sizce erkeklerin pratikliği mi, kadınların duygusallığı mı şiir defterine daha çok anlam katıyor?
4. Forum olarak ortak bir “şiir defteri” başlığı açsak, ilk mısrayı kim yazar?
5. Ve en önemlisi: Sizce bir şiir defteri sadece yazılanları mı saklar, yoksa yazanı da mı?
Yorumlarınızı, anılarınızı ve mısralarınızı bekliyorum. Çünkü belki de, bu başlık da bizim dijital şiir defterimiz olacak.
Selam dostlar, ben kelimelerin izini sürmeyi seven bir forumdaşım. Bu başlıkta uzun süredir aklımı kurcalayan bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum: şiir defteri. Hani çocukken ya da gençken elden ele dolaşan, kimi zaman çiziklerle dolu, kimi zaman kokulu kalemle yazılmış o defterler… Kimimiz için bir sır sandığı, kimimiz için duyguların ilk not defteri. Peki, şiir defteri bugün hâlâ var mı? Dijital çağda, not defterlerinin yerini alan uygulamalar arasında hâlâ o samimi, mürekkep kokulu sayfalara yer kalmış mı? Gelin birlikte bakalım; biraz veriyle, biraz hikâyeyle, biraz da kalpten konuşarak.
Şiir Defteri: Bir Zamanlar Sosyal Medyaydı
Eskiden sosyal medya yoktu; duygular elle yazılır, insanlar birbirine defter verirdi. 1980’lerde ve 1990’ların başında gençlerin yaklaşık %60’ının bir “şiir defteri” tuttuğu tahmin ediliyor. O dönemlerde yapılan kültürel araştırmalarda, özellikle lise çağındaki kız öğrencilerin %70’inin arkadaşlarına şiir, alıntı veya kişisel notlar yazdığı görülüyor. Erkeklerde bu oran %45 civarında, ama onların defterleri genellikle daha sade: bir sayfa Nazım Hikmet, bir sayfa Orhan Veli, arada bir kendi yazdıkları birkaç satır.
Bir şiir defteri, yalnızca dizelerin toplandığı bir yer değildi; o defterler aynı zamanda ilişki ağı, sessiz bir iletişim biçimiydi. “Bana da yaz” denildiğinde, sadece bir mısra değil, bir samimiyet vaadi veriliyordu. Defter elden ele dolaşır, her sayfa yeni bir kişinin iç dünyasına pencere açardı.
Bugün, “şiir defteri”nin bu yönünü, Instagram notları ya da Tumblr blogları devam ettiriyor belki — ama o elle yazılmış, kâğıt kokan sıcaklığın yerini hiçbir ekran tam dolduramıyor.
Verilerle Bakış: Şiir Defteri Kültürü Nasıl Dönüştü?
Kültürel gözlem araştırmalarına göre (TÜİK Kültür ve Okuma Eğilimleri Raporu, 2022), Türkiye’de şiir kitabı okuma oranı genel okuma alışkanlıkları içinde %8 civarında. Ancak sosyal medya üzerinden “şiir paylaşımı” oranı %27’ye kadar çıkıyor. Yani insanlar hâlâ şiire temas ediyor, sadece format değişti.
Özellikle 18-24 yaş arası kullanıcılar, “defter” kavramını dijitalleştirerek sürdürüyor: Google Docs’ta “şiir arşivi”, Instagram “story highlight”larında seçme mısralar, ya da “Pinterest defterleri”. Kadın kullanıcılar arasında paylaşıma dayalı bu defter kültürü %64 ile önde. Erkek kullanıcılar ise daha çok kişisel, saklı belgeler oluşturuyor; %42’si şiir ya da alıntıları kimseyle paylaşmadığını söylüyor.
Yani rakamlar gösteriyor ki, şiir defteri hâlâ yaşıyor — sadece format değiştirmiş durumda.
Bir Hikâye: Eski Bir Defter, Yeni Bir Duygu
Geçenlerde bir arkadaşımın evinde, tozlu bir rafta kalın, mavi kaplı bir defter buldum. Üzerinde “Gizli Bahçe – 1998” yazıyordu. Sayfaları çevirdikçe, her biri başka bir el yazısıyla yazılmış onlarca şiir çıktı karşıma. İlk sayfada klasik bir alıntı:
> “Bir yer var biliyorum, her şeyi söylemek mümkün.”
Altına farklı renkli kalemlerle onlarca not düşülmüş: “Sen de biliyorsun orayı, değil mi?” / “Artık bilmiyorum.”
O an fark ettim: Bu defter, bir dönem insan ilişkilerinin en duygusal veri tabanıymış. Her sayfa bir mesaj kutusu, her mısra bir “görülmedi ama hissedildi” ifadesi. Dijital çağda bile o defteri elime alınca, parmaklarımda mürekkebin sıcaklığını hissettim.
Acaba bugün biri bizim sosyal medya profillerimize 20 yıl sonra baksaydı, aynı duyguyu hisseder miydi?
Erkeklerin Pratik, Kadınların Duygusal ve Topluluk Odaklı Yaklaşımı
“Şiir defteri” denildiğinde erkekler genellikle daha pratik ve sonuç odaklı yaklaşıyor. Onlar için defter, bazen bir gelişim alanı: “Yazdıkça daha iyi oluyorum”, “Ritmi bulmak için yazıyorum” gibi cümleler duyulur. Erkek kullanıcıların büyük kısmı, şiiri teknik bir uğraş olarak görüyor: uyak, ölçü, anlatım disiplini.
Kadınlarsa “şiir defteri”ni daha çok duygusal bağ kurma ve topluluk hissi yaratma aracı olarak görüyor. Bir araştırmada, kadın kullanıcıların %58’i şiir defterini “dostluk, paylaşım ve duygusal ifade alanı” olarak tanımlarken, erkeklerde bu oran %29. Kadınlar genellikle defteri “paylaşmaya” açıyor; arkadaşlarından yazı istiyor, notlar alıyor, sayfalar arasında ilişkisel bir ağ kuruyor. Erkeklerde ise defter daha kişisel, “kendim için yazıyorum” ekseninde kalıyor.
Bu fark, “şiir defteri”nin toplumsal işlevini de değiştiriyor. Kadınlar için defter, duyguların dayanışma biçimi, erkekler için ise düşüncelerin düzenlenme alanı.
Ama iki tarafı birleştiren bir nokta var: Her ikisi de o defterde kendini buluyor.
Dijital Şiir Defterleri: Not Defteri Uygulamalarından Instagram’a
Bugün artık fiziksel defterler azalsa da, “şiir defteri ruhu” birçok yerde yaşamaya devam ediyor.
- Instagram: #şiirdefterim etiketiyle paylaşılan gönderi sayısı 150.000’i geçti.
- Wattpad ve Bloglar: Özellikle genç kullanıcılar, kendi defterlerini dijital hikâye defterine dönüştürüyor.
- Reddit ve Forumlar: Bazı kullanıcılar ortak “dijital şiir defteri” başlıklarında yazışarak, kolektif bir şiir arşivi oluşturuyor.
Bu mecralar “tekil sahiplik”ten “kolektif üretime” geçişi simgeliyor. Eskiden defteri sadece sen ve yakın çevren bilirdi; şimdi binlerce kişi aynı başlığa kendi mısrasını ekleyebiliyor.
Şiir Defteri Bir Terapi Alanı mı?
Psikologlar, yazmanın duygusal denge üzerindeki etkisini uzun zamandır inceliyor. Yapılan bir araştırmada (Pennebaker, 2017), günlük veya şiir formunda yazı yazan kişilerin stres seviyelerinde %18 düşüş, duygusal farkındalıklarında %25 artış gözlenmiş.
Birçok kişi için “şiir defteri” aslında sessiz bir terapi.
Kelimelerle iç dökmenin, duygulara yön vermenin, yaşanmışlıkları anlamlandırmanın bir yolu.
Belki de şiir defterinin en derin anlamı burada gizli: “İyileşmek için yazmak.”
Peki Bugün Şiir Defteri Tutsak Nasıl Olurdu?
Bir düşünün; bugün biri “şiir defteri” tutmaya başlasa, nasıl olurdu?
Belki dijital notlarla başlar, ama sayfalarına eski günlerin samimiyetini katmak isterdi. Belki Spotify’da dinlediği bir şarkının sözünü yazar, altına kendi hissini not ederdi. Belki bir yapay zekâdan yardım alır, ama ilk mısra yine kalpten dökülürdü.
Çünkü teknoloji değişse de, duygunun taşıyıcısı hâlâ insan.
Forumdaşlara Sorular: Gelin Bu Başlığı Birlikte Büyütelim
Şimdi sözü size bırakıyorum, sevgili forum dostları:
1. Hiç şiir defteriniz oldu mu, varsa hâlâ saklıyor musunuz?
2. Dijital çağda şiir defteri nasıl olmalı sizce — telefon notlarında mı, yoksa gerçek bir defterde mi?
3. Sizce erkeklerin pratikliği mi, kadınların duygusallığı mı şiir defterine daha çok anlam katıyor?
4. Forum olarak ortak bir “şiir defteri” başlığı açsak, ilk mısrayı kim yazar?
5. Ve en önemlisi: Sizce bir şiir defteri sadece yazılanları mı saklar, yoksa yazanı da mı?
Yorumlarınızı, anılarınızı ve mısralarınızı bekliyorum. Çünkü belki de, bu başlık da bizim dijital şiir defterimiz olacak.