Anasayfa / Sağlık / Beyinde Patlayan Bomba: Anevrizma

Beyinde Patlayan Bomba: Anevrizma

Yakın zamana kadar pek çoğumuzun varlığından bile haberdar olmadığı bir hastalıktan bahsetmek istiyoruz bu ay sizlere: Anevrizma ya da basındaki adıyla “balonlaşma”‘

Çoğumuz başımız ağrıdığında, bunu mevsim değişiklikleri, stres, yorgunluk gibi etkenlere veya migrene bağlıyoruz. Belki de rahatsızlığımızı bilmeden küçümsüyoruz. Çünkü gerçekten ciddi sağlık sorunlarının habercisi olan şiddetli baş ağrıları da var. Anevrizma da kendini bu yolla tanıtan ve yazık ki kişiyi ölüme kadar götürebilen bir hastalık. Hastalar tarafından “Başımın içinde sanki bir bomba patladı” şeklinde tanımlanan anevrizma, son zamanların en çok tartışılan sağlık konusu haline geldi.

1 – Anevrizma nedir?

Anevrizma, bir damarın belli bir noktada toplanarak anormal şekilde genişlemesidir. Bu genişleme, torbacık veya fuziform, yani iğ şeklinde olabilir.

2- Doğumsal mıdır?

Anevrizmaların çok büyük bir bölümü torbacık şeklinde ve doğumsaldır. Bu anevrizmalar genellikle 5-15 mm çapında bir hacime sahiptirler. Ancak çapı 25 mm’den büyük, dev olarak nitelendirilebilecek anevrizmalar da olabilir. Kişide doğuştan olmayan, sonradan oluşan anevrizmalar nadirdir.

3- Tanı nasıl konur?

Hastada aniden ortaya çıkan, saniyeler ve dakikalar içinde yoğunluğa ulaşan ve hastanın aktivitesini değiştiren baş ağrısı karakteristik nitelik taşır. Ağrıya bilinç bozulması ve kusma da eşlik ediyorsa BT veya MR’a başvurulmalıdır. Kanamanın ilk gününde BT’de kan saptanabilir. Ancak daha sonraki günlerde kan bulunma olasılığı azalır. BT’de kan görülmeyen, ancak subaraknoid kanamadan kuşkulanılan olgularda beyin omurilik sıvısının kanlı olup olmadığını değerlendirilir. Subaraknoid kanamanın en önemli nedeni olan yırtılmış anevrizma, BT veya MR’da görülebilir. Ancak kanamalı bir hastada BT, MR, MR anjiyografi veya ponksiyon lomber (belden ince bir iğneyle alınan beyin omurilik sıvısının değerlendirilmesi) her zaman kesin bilgi vermeyebilir. Her iki durumda da, kesin tanı koymak için ikinci aşama olarak anjiyografik tarama yapmak ve multiple anevrizma olasılığı nedeniyle de “dört damar anjiyografi” adı verilen bir incelemeyi tercih etmek gerekir.

4- Hastalığın belirtileri nelerdir?

Subaraknoid kanamaların çoğu uyanık ve aktif haldeyken ortaya çıkar. Hastalar; ağır kaldırma, şiddetli öksürme, aksırma, cinsel aktivasyon ve defekasyon (tuvaletini yapma) gibi kan basıncını aniden yükselten koşullardan söz ederler. Hastalığın en çarpıcı özelliği, ani olarak ortaya çıkan şiddetli baş ağrısıdır. Hasta adeta kafasına balyozla vurulmuş gibi olduğunu ifade eder. Ağrı, başın tamamında, arkasında veya ensede olabilir. Bazılarında sırt, bel ve hatta bacaklara da vurabilir. Baş ağrısıyla birlikte genellikle bulantı ve kusma da görülür. Bu ağrı hastanın o ana dek duyduğu en şiddet ağrıdır. Göz dibinde de kanamalar ve epileptik nöbetler görülebilir.

 

5- Subaraknoid kanama nedir?

Beyni kemik duvarlarından ayıran üç zardan içteki ikisi arasındaki boşluğa ‘subaraknoid aralık’ adı verilir. Söz konusı boşluk, esas görevi beyni korumak olan beyin omurilik sıvısıyla doludur. Subaraknoid kanama da ise; kafa içinde, torbacık şeklinde bir anevrizmanın yırtılmasıyla, kanın, subaraknoid aralığa ve beyin omurilik sıvısına geçmesi söz konusudur. Subaraknoid kanama tıpta karşılaşılan en dramatik durumlardan biridir. Bu tür kanamalar ortalama olarak tür beyin damar hastalıklarının yüzde 5’ini oluşturur.

6- Anevrizmalar yırtılmadan önce belirti verir mi?

Belirtiler, yüzde uyuşukluk, ağrı, göz siniri felçleri, epileptik nöbetler gibi, anevrizmalanrı yerleşmiş olduğu yere göre değişen yakınmalardır. Ayrıca, “uyarıcı sızma (waming leak)’ olarak adlandırılan durumda, kanama öncesi saatlerde veya günlerde baş ağrısı, bulantı, kusma, huzursuzluk olur. Bu durum küçük bir kanamanın işaretidir. Ancak çoğu zaman bunun üzerinde durulmaz ve hemen ardından ağır subaraknoid kanama gelişir. Uyarıcı sızma oldukça seyrek rastlanan bir durum olmakla beraber, şüpheli durumlarda bir nöroloji uzmanına danışılmalıdır.

7- Hangi yaşlarda ve kimlerde görülür?

Subaraknoid kanama, 20 yaşından önce seyrek görülür. 40’lı yaşlarda sıklasın 50-59 yaşlarında ise doruğa ulaşır. 20 yaşından sonra kanama genellikle, anevrizma yırtılmasına bağlı nedenlerle ortaya çıkar. Görülme sıklığı değişik ülkelerde 8 / 100.000 ile 24 / 100.000 (kişi/yıl) arasında değişir. Bu oran ülkemiz için de geçerlidir. Bu hastalıkta cinsiyet ayırımı yoktur.

8- Kanama, anevrizmadan başka nedenlerle oluşabilir mi?

Torbacık seklindeki anevrizmaların yırtılması, subaraknoid kanama nedenlerinin yüzde 80’ini oluşturur. Bu nedenle ikisi özdeşleşmiştir. Bu tip kanamaya sebep olabilecek diğer durumlar ise şöyle sıralanabilir: Damarsal bozukluklar, hipertansiyon, beyindeki damar sertleşmeleri gibi hastalıklar; lösemi, Ehlers-Danlos Sendromu, anjiyopati ve vaskülit gibi sistemik hastalıklar ve beyin tümörleri, bakteriyel menenjit gibi rahatsızlıklar. Aynca nedeni belli olmayan subaraknoid kanamalar da görülebilir.

9- Bilinç bozulmasına sebep olabilir mi?

Anevrizmanın yırtıldığı anda, tam veya kısmi bilinç bozulması olabilir. Bu durum 1 – 2 saatte düzelir; nadiren birkaç gün de sürebilir.

1O-Nasıl tedavi edilir?

Bugün, subaraknoid kanamanın tedavisinde, işi belirlenmiş kurallar ve gelişmiş mikrocerrahi yöntemleri sayesinde büyük ilerlemeler kaydedilmiş durumda. Beyin tomografisi (BT), MR ve MR anjiyografi gibi son yıllarda gelişen nörolojik görüntüleme yöntemleri} ile, kanamanın özelliklerinin tanınabilir olması da tedavideki başarının anahtarı sayılabilir.

11 – Tedavide ne gibi problemlerle karşılaşılabilir?

Anevrizmal kanama, ölümcül gidişli bir hastalıktır. Ölüm; ilk kanamanın doğurduğu nörolojik ve medikal komplikasyonlar, tekrar kanama, beyin damarlarında kasılma ve akut hidrosefali nedeniyle olur. Subaraknoid kanamada ilk gün içinde ölüm oranı yüzde 20 – 25, 1. hafta sonunda ise yüzde 65’tir. Ölümler genellikle ilk 3 ay içinde görülür. Bunlar 4. ve 14. günler arasında kendini gösterir. Kalsiyum antagonistleriyle vazospazmın neden olduğu ölüm ve sekeller kontrol altına alınmaya çalışılır.

12- Erken dönemde operasyon mümkün müdür?

Ameliyatın zamanlaması konusunda iki temel eğilim söz konusu. Cerrahların bir kısmı 2 hafta kadar beklemeyi yeğlerken, bazıları da ilk 72 saat içinde operasyon önerebilirler. Erken dönemde yapılacak operasyonun çok iyi teknik ustalık gerektirdiği kabul edilmelidir. Bu gibi girişimler, operasyon mikroskobu ve mikroşirurji gereçleriyle yapılır. Komada olan veya ağır bölgesel beyin defisit’i olan hastalar tıbbi bakım altında tutulmalıdır. Daha sonra, genel durum düzeldiğinde cerrahi girişim düşünülebilir.

13- Tekrar kanama sık görülür mü?

Anevrizma yırtılmasına bağlı subaraknoid kanamadan sonra yüzde 30 oranında tekrar kanama gelişebilir. Tekrar kanama geçiren hastaların üçte ikisinde ise ölüm beklenebilir. Bu nedenle de tekrar kanama çok önemli bir komplikasyondur. Tekrar kanamanın gerçekleşme ihtimali, ilk 24 saat içinde çok yüksektir. İlk 10 gün içinde de risk devam eder. ama ilk aydan sonra azalır. Özel bir tedavisi olmayan tekrar kanamayı önlemek için en iyi yöntem, operatif bir girişimle anevrizmanın kliplenerek dışlanmasıdır.

14- İyileşen hasta, eski hayatına dönebilir mi?

Anevrizma operasyonu başarılı olsa da beyin damarlarının ve önemli beyin bölgelerinin manipülasyonu, bazen damar Spazmı, bazen de doğrudan travma etkisiyle hastaya zarar verebilir. Geçirdiği kanamadan dolayı genel durumu ve bilinç durumu bozuk olan hastalarda bu risk yüksektir. Bu kişiler tedavi sonrasında da normal aktivitelerine dönemezler. Üstelik sürekli olarak yakınlarına, hemşire bakımına, fizyoterapistlere ve rehabilitasyon uzmanlarına ihtiyaç duyarlar. Buna karşılık başarılı bir operasyon geçirmiş hastaların büyük bir kısmı 3 – 4 ay sonunda eski hayatlarına dönebilirler. Bu hastalara asırı fiziksel ve ruhsal yorgunluktan kaçınmaları; hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları, sigara, alkol ve oral kontrasepti kullanımı gibi beyin damar hastalıklarına zemin hazırlayacak risk faktörlerinden uzak durmaları gerekir.

İlginizi Çekebilir

Süt Veren Annelerde İlaç kullanmak

Süt Veren Annelerde İlaç kullanmak Süt veren annelerde ilaç kullanmak sanılanın aksine tehlikeli bir durum …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir