Hiyeroglif Aydınlatan Bilgi Sitesi
CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında “İttifak ismine konuşamam lakin ittifak da bunu kabul ederse bundan onur duyarım” kelamlarıyla cumhurbaşkanı adayı olma isteğini birinci sefer net olarak ortaya koydu.
Bu açıklamaların akabinde gözlerin çevrildiği DÜZGÜN Parti Genel Lideri Meral Akşener, yeni bir açıklama yapmadı, fakat yakın kurmaylarına nazaran “iki başkan masaya oturmadan aday ismi belirlenmeyecek ve bu da lakin seçim sürecine girildiğinde netleşecek.”
BBC Türkçe’ye konuşan GÜZEL Parti’nin siyasi işlerden sorumlu Genel Lider Yardımcısı Cihan Paçacı, kendileri için değerli olan noktanın Kılıçdaroğlu’nun “ittifak ortaklarının kararına” vurgu yapması olduğuna dikkat çekti.
‘Seçilemeyecek pozisyondaysa niçin aday olsun ki?’
Seçim sürecine girilmeden adaylık tartışmasının “isimler değil, prensipler üzerinden” yürüyeceğine işaret eden Paçacı, CHP Önderi’nin de şimdiye kadar bu unsurlara uygun açıklamalar yaptığını vurguladı:
“Kişiler üzerinden değil prensipler üzerinden baktık sıkıntıya. O prensipleri de Genel Lider açıklamıştı. Kendisi feragat göstererek, bu yarışta olmadığın söyledi, başbakanlığa talip olduğunu söyledi. Sonra da millet ittifakı adayının nelere sahip olması gerektiğini tabir etti. Bunlardan bir tanesi seçilecek kişi olması, ikincisi tarafsız olması ve devleti bilen biri olması, parlamenter sistem ortak paydasında buluşulması. Biz buna bakarız. Kemal beyefendi de bu prensipler ışığında hareket ediyor, o da birebir şeyleri söyledi. Kemal beyefendi seçilmeyecek bir pozisyondaysa, niçin aday olsun ki, olmaz. Orada yeni bir şey yok. Malumun ilanı.”
Paçacı, Kılıçdaroğlu’nun şimdiden seçimi “kazanacak aday olup olmayacağının” ise kestirilemeyeceğini belirtirken, seçim sürecinde tablonun çok farklı şekillenebileceği için adayın da o günkü tabloya bakılarak belirleneceğine vurgu yaptı.
‘Aday olursa Kılıçdaroğlu kazanacak’
GÜZEL Parti’nin hukuk ve adalet siyasetlerinden sorumlu Genel Lider Yardımcısı Bahadır Fazilet de adayın “Millet İttifakı’nın paydaşları” olarak tanımladığı CHP ve YETERLİ Parti başkanları tarafından belirleneceğine vurgu yaparken, “Cumhurbaşkanı adaylığını talep etmek sayın CHP Başkanı olarak Kılıçdaroğlu’nun en olağan hakkıdır. Lakin Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağına karar verecek olan iki genel başkandır” tabirlerini kullandı.
Millet İttifakı’nın adayının seçimi de kazanacağı konusunda tezli konuşan Fazilet, “Milletin ittifakının adayı olacak ise buna karar verilecekse sayın Kılıçdaroğlu kazanacaktır” değerlendirmesini yaptı.
Daima Millet İttifakı’nın adayının konuşulduğuna işaret eden Fazilet, asıl tartışılması gerekenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “cumhur ittifakının adayı olup olmayacağı” olması gerektiği görüşünde:
“Her gün ekonomik kriz nedeniyle vatandaş süt, tuvalet kağıdı alamazken, taban fiyat 200 dolara düşmüşken, beşerler ekmek kuyruğunda ağlarken, Erdoğan’ın aday olmaya cüret edip edemeyeceği tartışılmalı. Bu türlü bir ortamda adaylığa cüret edecek mi, edemeyecek mi? Erdoğan ekonomiyi bu kadar berbat yönetirken, aday olmayı düşünmemeli, zira kaybedecek”
Kılıçdaroğlu konusunda hangi çekinceler var?
ÂLÂ Parti yöneticileri, “ittifakta çatlak” imajı yapacak açıklamalardan kaçınırken parti kulislerinde CHP Başkanı’nın adaylığının avantajları ve dezavantajları konuşuluyor.
Kılıçdaroğlu’nun “tarafsız, devleti bilen, parlamenter sistemi savunan” ve seçimlerde kritik rol oynayacak olan Kürt seçmenden de oy alabilecek olabilecek bir isim olması avantaj olarak görülüyor.
Fakat hala kamuoyu anketlerinde Erdoğan’ın gerisinde görünen Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanacak isim olup olmadığı konusunda başlar netleşmiş değil. Parti içinde kimi isimler en büyük açmazlardan birisinin, sağ seçmenin sol partiye oy verme eğiliminin son derece düşük olmasını göstererek şu yorumu yapıyorlar:
“Ekonomi bu kadar berbata giderken, çok berbat bir idareye karşın yüzde 35’lik bir sosyolojik tabanı var AKP’nin, bizim bu sosyolojiyi çözmemiz gerekiyor. Sağ seçmen kızdığında sola oy vermez, masraf tekrar sağa oy verir. Sol seçmen sağa oy verebiliyor. Kemal beyefendi bunu gördüğü için Mansur Yavaş’ı Ankara’da aday gösterdi. İmamoğlu da klasik bir CHP’li değil ve seçimi aldı”
CHP başkanının “Alevi” kimliğinin seçmen üzerindeki tesiri de tartışılan mevzulardan birisi. Parti içinde bir küme iktidar partisinin bu durumu, açık yahut kapalı olarak Kılıçdaroğlu aleyhine kullanabileceğini ve Anadolu’da Alevilere aralıklı bakan kimi kesitlerin oy vermekten kaçınabileceğini görüşünü savunuyor.
‘Tarihi bir fırsat olur’
Lakin bunun bilakis, kimi parti kurmayları, CHP Başkanı’nın bu kimliğinin “Alevi-Sünni” ayrıştırmasını sonlandıracak “tarihi bir fırsat olabileceği” görüşünde:
“İktidar partisi çıkıp bunun üzerinden bir kampanya yürüttüğünde bu karşıt tepebilir, seçmen ‘sen milleti bölmek mi istiyorsun’ diye düşünüp sarfiyat Kılıçdaroğlu’na oy verir. Yok el altından o denli bir kampanya yürütürse de buna karşı argümanlar geliştirilebilir, ‘Alevi-Sünni ayrışmasını sona erdirecek büyük bir barışmanın, birlikteliğin gerçekleşmesi için tarihi bir fırsat olur.”