Hiyeroglif Aydınlatan Bilgi Sitesi
Fehmi Koru*
Muhalefet cephesinde dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor.
Saadet Partisi başkanının, rahatsızlığı öncesinde, parti önderleriyle yürüttüğü mekik diplomasisine alışmıştık. Külliye’ye bile çıkmıştı Temel Karamollaoğlu…
Şu yakınlarda ‘Millet İttifakı’ içerisinde yer almayan lakin ona yakın duran partiler ile ittifak üyesi partilerin önderleri sıkça bir ortaya gelmeye başladılar. En son, CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu, dün, DEVA Partisi’ni ziyaret etti.
CHP-DEVA başkanlarının kurmaylarıyla gerçekleştirdiği görüşme iki saat sürdü.
Ne oluyor?
Bu soru, birinci görüşmeden sonra deverana çıkan ‘3. İttifak’ telaffuzunun her yeni bir ortaya geliş sonrasında biraz daha yaygınlık kazanması üzerine soruluyor.
Hakikaten, CHP önderi Kılıçdaroğlu, DEVA önderi Ali Babacan’la birlikte karşılarına çıktığı gazetecilerin bu yoldaki bir sorusuna muhatap oldu.
Verdiği karşılığı bir gazete haberinden motamot aktarayım:
“Kılıçdaroğlu, Millet ve Cumhur İttifakı’nın dışında 3’üncü bir ittifakın kurulmasına ait değerlendirmesinin sorulması üzerine, ‘Demokrasilerde 3’üncü ittifak da olabilir. İki ittifakın dışında kalan ya da iki ittifaka uzaklıklı olan öbür partiler bir ortaya gelebilirler ve bir 3’üncü ittifakı oluşturabilirler. Demokratik standartlarımızın gelişmesi açısından, demokrasinin daha sağlıklı bir yerde yürümesi açısından önemsiyorum, önemlidir’ sözünü kullandı.”
Baş karıştırıcı bir yanıt bu.
Şundan: Aslında şu anda kendilerine ‘3. İttifak’ yahut ‘Sol İttifak’ ismini veren bir teşebbüs bayağı uzaklık almış bulunuyor. Türkiye Personel Partisi ile birlikte Emek Partisi, Sol Parti, Türkiye Komünist Partisi, Sosyalist Meclisler Federasyonu, Türkiye Komünist Hareketi bu teşebbüste yer alabilecek. Teşebbüsçüler HDP’nin de kendileriyle birlikte olmak isteyebileceği umudundalar.
CHP önderinin “İyi olur” diye onayladığı 3. İttifak’tan anladığı ‘sol’ yüklü partilerin oluşturma yolunda olduğu bu teşebbüs midir?
Galiba o denli. Hiç değilse lafın gelişinden bu sonucu çıkarmak mümkün.
Halbuki, CHP’den âlâ haber aldıkları bilinen birtakım meslektaşlar, şu anda dört partiden -CHP, GÜZEL Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti- ibaret ‘Millet İttifakı’ ile birlikte hareket edeceği varsayılan DEVA ve Gelecek partilerinin, Saadet Partisi’ni de yanlarına alarak, yeni bir ittifak oluşturacağını ileri sürüyorlar.
Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinden oluşacak üçüncü bir ittifak…
Kılıçdaroğlu’na yöneltilen bahse ait soru ondan bu beklentiyle ilgili görüş almak için sorulmuş olmalı. Karşılık ustalıkla bir çalımla mevzuyu öteki bir istikamete çekiverdi.
Üç partinin CHP’nin başını çektiği ‘Millet İttifakı’ içerisinde yer almamasını arzuladığını ziyadesiyle aşikâr ediyor iktidar cephesi.
Cumhur İttifakı sözcülerinin muhalefet cephesini zora sokmak için üzerine gittikleri mevzulara bu gözle yakından bakılırsa niyet daha yeterli anlaşılabilir.
Gelecek Partisi önderi Ahmet Davutoğlu’nun CHP önderi Kılıçdaroğlu ile görüşmesi sonrasında kamuoyuyla paylaşılan ‘ittifak içerisinde ittifak’ arayışının altında, iktidar cephesinin CHP’ye yönelik tenkitlerinin öteki üç parti üzerinde tesirli olması yatıyor.
Kendilerini CHP’nin baskın manzarada olduğu bir ittifak yapısında rahat hissetmeyecekleri manzarası var bu üç partide.
[Bu durumda Kılıçdaroğlu dışındaki CHP idare takımının yeni tartışma mevzularında aldıkları kelamlı hallerin tesirli olduğu aşikâr. Bir gencin dini bir cemaatin yurdunda karşılaştığı baskılar sonucu intihar etmesi üzerine patlayan tartışma, klasik CHP takımlarının, Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ teşebbüsü ile açtığı yoldan oldukça uzağa basitçe savrulabildiklerini dışa vurdu. “Ortaçağ zihniyeti” yahut “Cemaatler ile tarikatlar kapatılsın” tipi telaffuzlar, yalnız AK Parti’den soğuyan seçmen kitlesini değil, üç parti takımlarını da tekrar düşünmeye sevk etmişe benziyor.]
O vakit seçim öncesinde şöyle bir tablo ortaya çıkabilir:
Cumhur İttifakı: AK Parti + MHP + BBP…
Millet İttifakı: CHP + GÜZEL Parti + Demokrat Parti…
Üçüncü İttifak: Saadet Partisi + DEVA Partisi + Gelecek partisi…
Sol İttifak: HDP + sol partiler…
Bu tablodan yine AK Parti iktidarı çıkması ihtimali yüksek…
Olağan, cumhurbaşkanlığı seçiminde de iktidar cephesi görece bir üstünlük elde edebilir bu türlü bir tabloda.
Kılıçdaroğlu’nun kendisine sorulan soruyu öbür istikamete çekerek cevaplaması onun bu tabloyu fazla alımlı bulmadığını düşündürüyor.
Seçim tarihi yaklaştıkça, iktidar cephesinin karşısındaki cepheyi farklı ittifaklara yönlendirecek yeni teşebbüslerine tanıklık edebiliriz. Çabucak her tartışma konusu ayrışmayı sağlama istikametinde değerlendirilirse hiç şaşırmayalım.
Bir evvelki seçim (2018) bir iktidar değişikliği getirebilirdi; cumhurbaşkanlığı adayında anlaşamadığı için muhalefet o fırsatı kaçırdı. O seçime giden günlerde yaşananlara yakından bakılırsa, iktidar cephesinin birebir sonucu almak için şimdilerde yürüttüğü strateji daha uygun görülebilir.
Birinci seçimde de iktidar cephesi emsal bir strateji ile muhalefeti yeniden başarısız kılmanın yollarını arayacaktır.
Aramaya başladı bile.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.