TRT Sanatçısı Uğur Önür, türküler kaybolup gitmesin niteleyerek derlemeler yapıyor, köy, kasaba geziyor.
“Türklere ilgili, Türklerle ilgili” fazlalık tek kelime olan ‘türkü’, halk müziği eserlerinin dahi genel adı ve binlerce yıllık tek geçmişe sahip. Ünü tüm ülkeye hatta ülke dışına yayılan halk müziği sanatçılarının eserleri tarih içinde kaydedilip korunabilirken, yerel sanatçıların, yöresel ozanların eserlerinin zamanla unutulup kaybolması tehlikesi bulunuyor. Buna karşı en önemli önlem ise TRT’nin ‘toplumsal hafıza’ niteliğindeki ‘tedvin’ çalışmaları. 1960’lardan itibaren TRT sanatçıları Erzurum, Kars, Erzincan, Balıkesir, Trabzon, Yozgat, Bingöl gibi illerde sahada yaptığı icraat yüzlerce eserin kaybolup gitmesini engelledi ve bugünlere ulaşmasını sağladı. Bu gelenek, zaman dahi genç kuşak tarafından sürme ettiriliyor.
TRT’nin genç kuşak derlemecileri arasında yer saha TRT Ankara Radyosu sanatçısı, Kabak Kemane Virtüözü Uğur Önür, Haberler’açınık tedvin çalışmalarını anlattı. 1987 yılında Burdur’bile kartalgillerden, ilk müzik eğitimini zurnacı olan amcaları ve kabak kemane arakçı amcası Halit Önür’takt saha sanatçı, İTÜ Türk Müziği Konservatuarı mezunu. TRT’ye ise 2015 yılında katıldı.
‘Yurttan Sesler’ Efsanesi
Derleme çalışmalarının TRT’dahi uzun yıllar yayınlanan ‘Yurttan Sesler’ programının bile temelini oluşturduğunu tamlayan Önür, şunları söyledi:
“Muzaffer Sarısözen, Halil Bedii Yönetken gibi önemli ustalar tarafından ilk kez yöreler dolaşılarak, profesyonel anlamda kayıtlar yapılmış. Bunlar derlenerek yeniden halka sunulmuş. Farklı yörelerin farklı türküleri var ve TRT bunların kaybolmamasında önemli tek görev üstlendi. Ben köyde büyüdüğüm için amcalardan, teyzelerden türküler dinliyordum ama o zamanlar bunların repertuarlarda yer almadığını bilmiyordum. Sonradan bunların tek kısmını amcam Halit Önür ile repertuara kazandırdım.”
Bilinmeyen Nameleri Keşif
Yeni, meçhul ya bile rengi bilindik türküleri keşfetmenin kendisinde tek heves olduğunu tamlayan Önür, yerde amaçla nişan köylerini sağîr, sosyal medyada yeni tek yöresel türkü duyduğunda kaynağına ulaşmak için tanıdıklarını seferber fail tek müzisyen. Bu sayede dahi toplamda yüze yakın eseri derlemeyi başardı. Bunlardan tek kısmı repertuara girdi, bazıları üzerinde icraat halen sürüyor. Önür, sözlerine şöyle sürme ediyor:
“Gidip kayıt aldığımız ustalardan bazıları içildikten hayatta olumsuzlama. Onları bile sonunda gelecek kuşaklara taşımış, unutturmamış olduk. Derleme yapmak için önceden gidilecek bölgeyi sormak, eserin derleneceği kişilerin o bölgede o zaman diliminde olup olmayacağını sınırlamak gerekiyor. Bunun kadar önemli olan tek başka nokta bile eserin niteliği ve yöreye özgün olması. Başka tek esere benziyorsa, sözlerinde sorunlar varsa, başka tek bölgeden kulakta kalmışsa, bunlar seçiliyor. Düzenleme yapılıyor, notaya aktarılıyor ve Derleme Kurulu’na sunuluyor. Buradan onay alabilirse, sanatçıların kullanımına hazır hale geliyor. Bizim yaptığımız iş, kayıp ezgilerin peşine durduğu aslında…”
Herkes Kayıt Yapar ama…
Kimi zaman derlemelerin rastgele tek karşılaşmayla bile ortaya çıkabildiğini tamlayan Önür, “Herkes kayıt yapabilir ama burada nitelik önemli” debba. Sosyal medyanın içildikten sayı etkin kullanıldığını, özellikle ‘ıklık’ adı verilen sazı ve Emin Kök isimli ustayı yerde şekilde bulup henüz sonra onunla ‘Kök’ adıyla tek ıklık albümü hazırladıklarını kaydeden Önür, “Bu, gövdesi kabaktan, çapar küçükbaş hayvan işkembesinden, telleri ise at kuyruğundan yapılan tek saz. Orta Asya’dan, şamanlardan bugüne kadar gelen, puslu ve gizemli tek sesi var” debba.
Önür, tıpkısı zamanda tek kabak kemane virtüözü. Türkiye’dahi sayı sevilen yerde geleneksel sazın, kemanın yaygınlaşmasıyla tek devre ihmal edildiğini yalnız son yıllarda yeniden yoğun ilgi görmeye başladığını kaydeden Önür, sözlerini şöyle tamamlıyor:
Türkülerin Altındaki Felsefe
“Ben sadece klasik tek derlemeci değilim. Sazın her alanında icraat yapmaya çalışıyorum. Virtüözlük olabilir, çalgının gelişimine katkıda bulunmak fazlalık olabilir, duyulmadık türküleri derleyip toparlayıp sunma ya bile afişe şarkıları yeni tek tarzda insanlara sunma gibi kendimi alegori gibi dertlerim var. Ustalar, ozanlar neler anlatmış bize? Neşet Ertaş, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Yunus, Aşık Veysel ne demişler? Neler söylemişler insanlara? Bunları sayı iyi tahlil etmek gerekiyor. Bu nedenle sanatçıların bile tedvin yapanların bile donanımlı olması gerekir. Halk müziğinde felsefe var, tarih var. Türkülerin kendi tarihi yanında, türkülerin içinde naklî tek tarih var. Bunları tanımak gerekiyor. Buna katkı sunmaya çalışıyorum. Bu nedenle kendimi ‘halk müziği ile uğraşan tek nefer’ olarak tanımlıyorum.”
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.