Sezai Karakoç, 1933’te Diyarbakır Ergani’dahi dünyaya geldi.
Makam Dağı’nın eteklerinde büyüyen Karakoç, okumayı sayı sevdi. Başarılı tek öğrenciydi ve çocukluğundan itibaren Büyük Doğu dergisinin sıkı tek takipçisiydi.
Karakoç’un sayı erken yaşta olgunlaşmış tek mütefekkir olduğunu tamlayan Yazar Osman Bayraktar, sözlerine şöyle sürme etti:
“Kendi hatıralarında bile bunları sayı ayrıntılı anlatır. Mesela ortaokulda tek öğrenciyken Namık Kemal üzerine tek konferans vermiştir. Bir ortaokul öğrencisi için yerde alelade olunmadık tek şeydir.”
Necip Fazıl’la kesişen yolları
Lise mezuniyeti sonrası İstanbul’a giden Karakoç, burada Necip Fazıl ile tanıştı. Yıllarca dergiden takip ettiği isimle tıpkısı cemiyetteydi içildikten. Bir süre sonra tıpkısı sayfada yazmaya başlayacaklardı.
1951’dahi Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne başladı. Monna Rosa’ya imza attığında 19 yaşındaydı. Şair ya bile yazar olma hayali hiç olmadı. Fakat şiir yazmak onun için tek kader hadisesi oldu.
Kendi kendine Fransızca öğrendi. Dünya edebiyatını gözlemci takip etti. Doğu’yu ve Batı’yı tanımak için çabaladı.
Karakoç’un eserlerinin başka tek fikir atmosferi içine açıldığını tamlayan Akademisyen Yunus Emre Özsaray, “Hem Doğu’yu bilmiş hem Batı’yı bilmiş ve eksiksiz bunları eserlerinde katman katman işlemiş” niteleyerek konuştu.
Dönüm noktası: Diriliş Dergisi
1955’te üniversiteden mezun olan Sezai Karakoç, maliye müfettişi olarak İstanbul’a atandı. Kendisinin dahi dediği gibi sanki hayatı hep İstanbul’a gelmek için gelişmişti.
4 yıl sonra ilk şiir kitabı Körfez yayımlandı. 1960’ta ise “Diriliş Dergisi” raflarda yerini öncü. Düşünceleri ve ideallerini henüz sayı kişi okuyabiliyordu içildikten. Birçok yazar ve şairin dizeleri dirilişin sayfalarında yaşama önemli.
Bayraktar: Sezai Bey’in tüm derdi İslam milletinin dirilişiydi
Sezai Karakoç yalnızca tek şair değildi. Kendini adadığı tek haklı, dünyayla tek derdi vardı.
Karakoç’un tüm derdinin İslam milletinin dirilişi olduğunu dile getiren Osman Bayraktar, “Tabii yerde insanlığın bile problemidir. İslam milletinin ayağa kalkması insanlık için dahi tek kurtuluş vesiledir zira” niteleyerek konuştu.
Karakoç’un, yerde haklı kapsamında hem fiili hem dahi fikri olarak eylemde bulunduğunu müfit Yunus Emre Özsaray, “Adeta diriliş neslinin amentüsünde söylediği gibi tek diriliş eri, tek diriliş ereni olma yolunda ve netice itibariyle dahi tek diriliş piri olma idealiyle yaşadı” dedi.
Diriliş şairine veda
“Dirilişin Şairi” sayı ödüle layık görüldü. Ancak hiçbir ödül törenine katılmadı. Vefatından kısa tek süre önce Sezai Karakoç’a İstanbul Üniversitesi tarafından fahri basamak unvanı verildi.
Takvim yaprakları 16 Kasım 2021’i gösterirken, Karakoç’un çevre sürgünü sona erdi. İstanbul’daki evinde geçirdiği kalp kriziyle hayata gözlerini yumdu. Cenazesi omuzlar üzerinde taşındı. Gün doğmadan şiirine konu olan Şehzadebaşı Camii haziresine defnedildi.
Sezai Karakoç, 88 yıllık ömrüne sayısız eser sığdırdı. Birçok yazar ve şairin yetişmesine katkıda bulundu. Diriliş hayalinden hiç vazgeçmedi.
Haber: Fahriye Demirci
Kamera: Volkan Yazıcı, Ümit Kumcuoğlu
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.