Günden güne nesli tükenen arılar ekosistemde yaşamsal değerde öneme sahip bir canlı türüdür. Kentlerde her geçen gün artmaya devam eden bilinçsiz ve düzensiz yapılaşma, kırsal alanlardan kentlere devam eden göç, tarım arazilerinin doğru biçimde kullanılmaması veya imara açılması sebebiyle yok edilmesi, ormanların imara açılması ve orman yangınları sebebiyle ormanların sayısının her geçen gün azalması, çeşitli sebeplerle kullanılan veya oluşan zehirli gazların atmosferimizi ve tüm canlıların yaşam sahasını olumsuz etkilemesi , her geçen gün artan betonlaşma ve yeşil alanların sayısının azalması gibi olumsuz gelişmeler arıların nüfusunu azaltmakta , azalan nüfusları sebebiyle ekosistemdeki görevlerini yerine getirememektedirler. Arılar bu ve benzer sebeplerle ölmekte ya da kovanlarını evlerini terk etmektedirler. Arıların bu önlenemez gidişi dünya üzerindeki yaşamın geleceğini de olumsuz etkilemektedir. Bu süreci yavaşlatmak mümkünse tersine çevirmek yani arıların tekrar üremesi, ortamlarını terk etmemesi için acil çözüm çözümler üretilmelidir. Bu çözümler için, devlet yöneticilerine, meslek kuruluşlarına, sivil toplum örgütlerine, sağlık örgütlerine ve toplumun her bir bireyine sorumluluk ve görev düşmektedir. Toplumlar bu konuda bilgilendirilip bilinçlendirilebilir. Tarım arazilerinde ürünlerde çeşitlilik sağlanabilir, çiftçiler bu konuda eğitilebilir bilinçlendirilebilir, kentleşmeyle doğru orantılı yeni yeşil alanlar zorunlu olarak yaratılabilir. Unutulmaya yüz tutmuş arıcılık mesleği teşvik edilebilir, bu konuda kurslar çoğaltılabilir, genç nüfus için arıcılık cazip bir meslek haline getirilebilir. Bireysel olarak ise her bireyin sivil ağaçlandırma ve çevreci pozitif eylemlerde aktif rol alması teşvik edilebilir.